Özellikle kulakiçi kulaklıklar konusunda başarılı işlere imza atan markamız Westone, Westone Um30 Pro ile de kulaklık hobisiyle uğraşan çevrelerde her daim olumlu bakılan bir marka olmasını korumuştur. Westone isim yapmış serileri olan UM ve W için bazı revizyonlar yaptı. Yapılan değişikler sesi etkilemese de şekil/şemal, kablo ve kutu içeriği değişti. Dolayısıyla inceleme aslında bir Um3X incelemesi olarak algılanabilir, bir sakınca yoktur. Elimden geldiğince nötr ve kapsamlı bir inceleme ortaya koymaya çalıştım. Keyifli okumalar.

Teknik Özellikler
Hassaslık: 124 dB @ 1 mW
Frekans Tepkisi: 20 Hz – 18 kHz
Impedans: 56 ohm
Pasif Gürültü Azaltma: 25 dB
Sürücü: 3 dengeli armatür sürücü ve pasif 3-yollu crossover
Ağırlık: 12.7 gram
Kablo: EPIC değişebilir kablo
Kablo Uzunluğu 128 cm
Özet geçelim;
- Kesinlikle kaliteli her parçasında. Ve üstünde çalışılmış. O karton en dış kutunun içindeki hafif yumuşak dikdörtgen kutunun içinde herşey. Sadece altındaki turuncu kurdeleden kaldırıp veya tırnağınızı takıp açılıyor. Üstündeki yüzeye işlenmiş irice W logosuyla sağ altındaki “Established 1959” damgası da dikkat çekici.
- Kabloya gelince, kablo değişebilir kablo, biraz ince ve bildiğimiz Westone’un spiralli sarma kablosu. Dayanıklı ve spiraller siz uğraşmadıkça kolay ayrılmayacak gibi.
- Jak olarak iç kutunun materyalinden imal edilmiş L tipi küçük bir jak kullanılmış. Hemen üstünde Westone’un W’si var. Eğer sivri birşeylerle kanırtmazsanız sağlam duruyor.
Y ayrımına gelince, iş görür nitelikte. Kablo gibi o da hafif. Ve bunun da üstünde Westone W’si işlenmiş. Ama malzeme kalitesi diğer parçalara oranla bir tık daha düşük, en azından bendeki. Sürücülerse birbirlerine boşluksuz yapmışmış duran iki parçadan oluşuyor. Ve alıştığımız Westone kalitesinde. Önceki incelediğim iki kulaklık da (ba200 ve A00) bu denli sağlam değildi.

İzolasyon açısından hiçbir sorun yok. Otobüsteki motorun homurtusu rahatsız etmiyor ve Clip+’ta %60 seste bile iyi bir dinleti sunuyor. Fit konusunda soru sormaya gerek yok Kulaktan asla katta çıkmayacak bir kulaklık bu, kablonun sonundaki hafif sert kısımlar sağolsun ki kulağın üstünden dönüp öylece kalıyor. Mikrofonik etki manasında kulağa takma biçiminden dolayı herhangi bir sıkıntı bulunmuyor
- Detaylar mevcut ve her parçasından yine kalite akıyor.
- Westone’u standart spiralli kablosu aynı ve tak-çıkar (değiştirilebilir) özellikte. Asılmazsan kolayca bozamazsın.
- L tipi jak üretilirken iç kutu malzemesi kullanılmış, dayanıklı.
- Westone kablosundaki Y ayrımı gayet hafif ve naif
- İki parçadan oluşan sürücü yapısı herzamanki gibi kaliteli, birbirine entegre görünümde ve boşluksuz. (Made in USA olunca böyle oluyor işte.)
- İzolasyonu gayet etkili
- Komforu enfes, bir kez kulağınıza oturdu mu kulaktan çıkarmak için kerpetenle sökmek lazım. Ha bolca terlerseniz en iyisi bile gelse arızalanabilir.
- No mikrofonik etki – No sıkıntı

- Kullanılanlar
- Çeşitli dubstep parçalar, 24 bit vinyl rip flaclar (Michael Jackson, The Beatles, Frank Sinatra) ve Cd-rip gruplar (Orphaned Land, Hijazz)
- dac/amp: Audioengine D1
- dap: Sansa Clip+
- Uç: Standart Gri Uç, Silikon
Ses
Westone UM30’un sunumu önde. Karanlık atmosferli. Ayrıca hızlı da. Klasik bir armatürün tüm özelliğini sergiliyor. Sürülme konusunda da sıkıntı yaratmıyor. Kronik westone özelliği olarak ne kadar güç verirsen o kadar coşuyor. Fakat fazla güç, daha iyi ses.
Bas
Çoğu zaman bol. Hatta bazen mid-bass kamburuna dahi benziyor hele kayıtta zaten buna yatkınlık varsa (bknz. Metallica). Ancak bu demek değil ki bas hakim bir havası var. Alakası yok. Herşey kararında. Vuruşlar derine inebiliyor ve toparlanmaları hızlı. Hızlı ritimlerde de asla sert ve köşeli halini kaybetmiyor ve asgari düzeyde yumuşayarak hafif yumuşak bir bas veriyor. Dubstepte ise tamamen tercih meselesine dönüşüyor. Mesela Knife Party Destroy Them With Lazers’te şarkı açıldıktan sonra (01:08) başlayan baslar hem derine iniyor, hissettiriyor, hem de o bas atmosferini yitirmeyip vuruşlar sert ve hacimli kalıyor. http://www.youtube.com/watch?v=NKTpWi5itOM
Mid
Gitar soloya başladığında zaten önde olan ses karakteriyle birleşince deyim yerindeyse ağlatıyor Vokaller yakınınızda ama davulun ve diğerinin arkasına da geçebiliyor. Kısmen sahneye bağlı bu durum; mesela bir funk kaydında trompetin sesi vokalisti bastırabiliyor. Ayrıca ilginç şekilde, normalde sert bir havası olan grupta (Example) Elliot’un bize hafif metalik gelen sesi Clip+’ta artık o kadar değil. Arkasındaki tüm detaylar da kulağınızda. Dubstepteyse eklenen efektler sizinle. Organik parçalardaysa dediğim gibi midde kalan detayları veya diğer enstrümanları ıskalamayan sunumu sayesinde sorun yok. Hijazz gibi doğu ile batı karışımını barındıran fusion projelerde de icra edildiği sahneye uygun olarak memnun edecek şekilde duyabiliyorsunuz. Mesela kanun başladığında net, klasik gitar ve bateri zilleriyle davulu da. O grup için konuşursak çoğu sesleri mid frekanslarda. http://www.youtube.com/watch?v=u33y8qQ6Mig
Tiz
Önde değiller ama her zaman duyulabiliyorlar. Kararında diyebiliriz. O yüzden zaten iyi fit’i ile birleşince hiç yormuyor. Metal müzikte dahi sıkıntı yaratmıyor. (ki yaratmayan bulmak zordur) Sahne dizilimine uygun olarak tiz en arkada. Çözünürlük manasında da iyi. Öyle ki her parçada standart değil, ona özgün tiz ritmini duyabiliyoruz. Haggard’ın The Oberserver’indeki gibi hızlı tizlerde dahi karışmıyor ve kendi içlerinde dahi tonları değişebiliyor. http://www.youtube.com/watch?v=MDiyzyKY5n4
Sahne
Sahne yakın. Arada pek mesafe yok. Ancak kat kat seçebiliyorsunuz. Vokalin yerini de. Orphaned Land’de öndeki grup elemanlarının arkasındaki ortadoğu enstrümanları sırası belli mesela. Veya vokali takip eden alt yapıyı yapan kemanı. Yani sahneye derinlemesine iyi diyebiliriz. Yanlara doğruysa özel birşey yok. Um3x’in bunaltı verebilen sahne darlığını bir iki tık aşmışlar. Enstrüman ayrımı konusundaysa problem yok. Clip+ gibi sesin karanlık tarafında olan bir dapla dinlemiyorsanız daha net ayrım. Detaylarsa tahmin edebileceğiniz gibi sorunsuz, bir Ck10 veya Er-4s seviyesinde olmasa da epey tatmin edici. Aynı anda pek çok enstrümanı duymak olası.
Amfi Perfomansı
Clip+’taki kadar yakın değil ses ve sahne. Bir iki tık daha geniş, uzak ve derin. Bu sayede daha havadar bir atmosfere kavuşuyor. Hele vinly rip Frank Sinatra’da tam bir boşluk içinden söylediğini hissediyorsunuz. Etrafındaki enstrümanların yeri çok net. Baslı – ritimli müziklerdeyse bas ve tizler zaten epey toplu, amfideyken bu sefer daha da düzgün oluyorlar. Ama mesafe konusunda birşey değişmiyor, hala yakın vokal ve enstrümanlar. not: Bir de Michael Jackson dinleyin bu ikilide 24 bit olarak. Rahmetlinin çıkardığı inanılmaz işi çok rahat algılayabiliyorsunuz. Beat It başka keyif, Billie Jean başka.
- prat: Pace (yürüyüş hızı), Rhythm (ritim) ve Timing (zamanlama) kelimelerinin kısaltılmışıdır. Cihaz yada kulaklığın müzikten aktardığı enerjiyi anlatırken kullanılır. Müzik hızlı – tempoluysa Prat faktörü yüksek bir kulaklık gerekir. Yumuşak çalan kulaklıklarda bulmak zordur.

Son Söz
Her yönden başarılı bir kulaklık yapmış Westone. Hatta babası um3x’ten daha iyi geldi bana. Değişen kablosuyla pratik ve esnek de. Elektroniğe de iyi gidiyor, doğal enstrümanlara da. Eğer ne kadar karanlık olsa da, evladiyelik olsun diyorsanız, yakından ve detaylı da dinlemek istiyorsanız um 30 pro tavsiyemdir. Evladiyelik derken de günümüzdeki burada da incelenen pek çok kulakiçi gibi uzun süre gidebilir.